BRANDDAY

Tarafsız, yorum-haber ve analiz.

Güven sorunu

4 dakika okuma süresi

Türkiye’deki bütün tartışmaların ardından karşımıza çıkan görüntü kimsenin kimseye güvenemediği bir ülkede yaşamakta oluşumuz. Özellikle de devletin açıkladığı rakamlara karşı ciddi bir güven erozyonu.

Bu durum pandemi için açıklanan rakamlar için de geçerli, Çin’den gelen aşının etkinliği için de geçerli. Bir söylenen bir söylenenle örtüşmediği, söylemle eylem arasında tutarlılık olmadığı için, çeşitli spekülatif, gerçek dışı haber bombardımanı içindeyiz. Neye inanacağımızı bilemeden büyük bir kafa karışıklığı yaşıyoruz.

Toplumun büyük çoğunluğunu ilgilendiren şu maaş zamlarına bir yakından bakalım. Yılın ilk altı ayı için memur ve memur emeklilerine yüzde 7.33, SGK ve Bağ-Kur emeklilerine de yüzde 8.37 zam yapılacak. Hangi hesaba göre bu oranlar belirlendi? Yıllım enflasyonun yüzde 14.60 olduğu hesabına dayanarak.

Peki bu noktada hemen soralım, bırakın yap-işlet-devret (YİD) projelerine kaçınılmaz olarak dolar kuru üstünden yapılan zamları, devletin bizzat kendisinin işlettiği iki Boğaz Köprüsüne yapılan yüzde 25 zammın öyküsü nasıl açıklanabilir. Eğer enflasyon yüzde 14.60 ise, bu yüzde 25 nereden çıktı. Yok bu zam tutarı ile aslında enflasyonun en az yüzde 25 olduğunu itiraf ediyorsanız (gerçek enflasyonun yüzde 30’u aştığını ifade eden çok güvendiğim ekonomist arkadaşlarım var) o zaman memurun, memur emeklisinin, SGK ve Bağ-Kur emeklisinin günahı ne?

Hatırlayacaksınız, geçmişte kalan günlerde “değiştir TÜİK başkanını, düşsün enflasyon” diye bolca konuşmuştuk. Hala aynı düşünce devam ediyorsa, maalesef güven erozyonu bütün şiddeti ile devam ediyor demektir.

Bu projelerin temelinde kamu parası harcanmaksızın bir kalkınma modeli olarak özellikle kamu yararı için devlet özel sektör ortaklığı modeli oluşturma mantığı yatmaktadır. Sanılanın aksine bu model yeni olmayıp, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütününde, hatta Osmanlı’nın son dönemlerinde başvurulan bir model olarak süre gitmiş. Özellikle devletin dış borç bulamadığı ya da çok yüksek faizle borçlanabildiği dönemlerde bu yönteme başvurulmuş. Yine doğal olarak parayı getiren yabancıya hazine garantisi verilmiş.

Şimdi YİD çerçevesinde yapılan köprü, otoyol, tünel projelerine yapılan zamlarda ayrı bir tartışma konusu. İyi de bu zamlar enflasyona bağlı olarak yapılmıyor ki! Yapılan zamlar kur farkı dikkate alınarak yapılıyor. Yani geçtiğimiz yılın başında dolar kaç TL idi, bu yılın başında dolar kaç TL. Burada ortaya çıkan, çıkabilecek fahiş zamların faturasını çıkaracağımız asıl merci kötü ekonomi yönetimi. Merkez Bankası rezervleri SWAP hariç eksi 49 milyar dolara düşmüş ve Türk Lirası bir dizi spekülatörün oyuncağı haline gelmişse acaba kim suçlu?

Hemen ekleyelim, bu paranın çoğu yapanlara değil, borcu verene ödeniyor

Hoş, bir başka hesap hatası da var. Gerçekleştirilen bütün projeler kamu yararına ve olması gereken projeler olarak değerlendirilebilir. Peki hepsini eş zamanlı olarak başlatmak makul müydü? Bence sorulması gereken esas soru burada. Öncelik hiyerarşisi yapmadan, diğer ifadesi ile planlama mantığını unutarak bu işlere girişmek önemli bir siyasi hataya bizi götürüyor. Bir anlamda cepteki ve gelecekteki paranın hesapsızca harcanması, kredi kartını ödeyemediğinden ötürü işyerine haciz gelen basiretsiz tüccarı hatırlatıyor.

Doğal olarak Türkiye’nin paraya çok ihtiyacı var. Dünya’da para yok mu? Fazlasıyla var. FED para basıyor, Biden geldikten sonra daha da basacak. Avrupa Merkez Bankası aynı yolda yürüyecek. Peki Türkiye’ye neden beklenen yatırımlar gelmiyor?

Başta da bahsettiğimiz güven sorunundan

Cumhurbaşkanı doğru adımlar atmanın endişesi içinde Merkez Bankası Başkanı’nı değiştiriyor (hoş güven için birinci öncelik Banka’nın özerkliği olsa da), 2021 yılında yolumuzun AB ile kesişeceği müjdesini veriyor, ekonominin düzelmesi için hukuk reformlarından bahsediyor, vs. Ama ah şu muhalefet! Hayır yanlış anladınız, Meclis çatısı içindeki muhalefetten bahsetmiyorum. İktidar içindeki muhalefetten söz ediyorum.

2021 heyecanlı olacak!..

Umarım gerçek bilgiye erişebildiğimiz, güven sorununu çözdüğümüz bir yıl olsun…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir