BRANDDAY

Tarafsız, yorum-haber ve analiz.

CDU’nun başına Laschet geçti

3 dakika okuma süresi

06.11.2018, Nordrhein-Westfalen, Düsseldorf: Jens Spahn (l-r), Bundes-Gesundheitsminister, Armin Laschet, Ministerpräsident von Nordrhein-Westfalen und Friedrich Merz sitzen vor Beginn der CDU-Landesvorstandssitzung am Präsidiumstisch. Ex-Unionsfraktionschef Merz und Gesundheitsminister Spahn haben ihre Kandidaturen für den Parteivorsitz erklärt. Foto: Federico Gambarini/dpa +++ dpa-Bildfunk +++ | Verwendung weltweit


Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Başbakanı Armin Laschet Hristiyan Demokratlar Birliği Partisinin başına geçti. Merkel sonrası Almanya ve Avrupa Birliğinin geleceği konusunda şüphelerin arttığı bir dönemde Laschet’ın Genel Başkan olması, aşırı sağa karşı ciddi bir duruşu ortaya koyuyor. 

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in partisi iktidarın büyük ortağı Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) 33. kongresinde bugün genel başkanlık seçimi yapıldı. Delegelerin en fazla desteğini alan iki aday Kuzey Ren-Vestfalya Başbakanı Armin Laschet ile Friedrich Merz arasında yapılan ikinci tur seçimden zaferle çıkan isim 521 oyla Armin Laschet oldu. Rakibi Merz ise 466 delegenin oyunu aldı. Seçimde, 1001 delegenin 992’si oy kullandı.

2004-2008 yılları arasında Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Uyum Bakanlığı yapmış olan laschet’le dostluğunu vurgulayan TAVAK Vakfı Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, “kendisini arayıp tebrik ettim, CDU ve Almanya için doğru bir lider oldu. Aşırı sağa ve sola  karşı partiyi dengeleyebilecek bir isim” dedi. 

Armin Laschet kimdir?

Almanya’nın en yüksek nüfuslu eyaleti olan Kuzey Ren-Vestfalya’nın başbakanı Armin Laschet, Merkel’in partisini merkez sağda konumlandıran, diğer parti seçmenlerine de hitap eden ılımlı politikalarına yakınlığı ile tanınıyor. 2015 yılındaki mülteci krizi sonrasında Merkel’in izlediği “açık kapı” politikasına destek veren 59 yaşındaki Laschet, Türkiyeli göçmen nüfusunun yoğun olarak yaşadığı Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nin uyum bakanı olarak da görev yaptı. Göçmen kuruluşları ve temsilcileri ile yakın ilişki içerisinde olan Laschet, liberal görüşleri nedeniyle sağcı kesimlerin eleştiri oklarının hedefindeki bir siyasetçi. Hatta Laschet, Alman basını ve kimi siyasetçiler tarafından “Türklerin Armin’i” olarak da adlandırılıyor. Yeşiller Partili Cem Özdemir, bir televizyon programında, sunucunun Laschet’ten söz ederken bu takma adı kullanması üzerine, “Ben bu tanımlamanızı reddediyorum” sözleriyle tepki göstermiş, sağcılar tarafından kötü amaçla takılan bu tür lakapların demokratlar tarafından kullanılmaması gerektiğini savunmuştu. Armin Laschet, geçmiş yıllarda Türkiye iç siyasetinde yaşanan gerilim ve kutuplaşmanın, Almanya’daki Türk toplumuna yansımalarını frenlemeye çalışan, bu gerilimin Almanya topraklarına taşınmaması çağrısını yapan, hatta bunların iç güvenliği tehdit etme noktasına gelmesini önlemek için de aktif rol üstlenen siyasetçilerden. Laschet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye hükümeti ile Almanya arasında yaşanan ağır siyasi gerilim ve krizler sırasında “şantaj ve tehditlere boyun eğilmemesi” gerektiğini savunmakla birlikte, NATO üyesi ve AB’nin komşusu olduğuna vurgu yaptığı Türkiye’nin ülke olarak Almanya için önem taşıdığına dikkat çekerek, iki ülke arasındaki tüm görüş ayrılıklarına rağmen diyalogun muhafaza edilmesini, sorunların bu yolla çözümlenmesi gerektiğini savunmuştu. Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine karşı olan ama daha önceki federal hükümetlerin verdiği sözlere, ahde vefa ilkesi ışığında, bağlı kalınması gerektiğini savunan Laschet, hukuk devleti alanındaki gerileme nedeniyle Türkiye’nin AB üyelik sürecine son verilmesine de karşı çıkıyor. Laschet, “Bu ancak Erdoğan’ı güçlendirir” diyerek Türkiye’de AKP’ye oy vermemiş milyonlarca insan olduğunu, üyelik sürecine son vermenin akılcı bir adım olmayacağını savunuyor. Geçen yıl Erdoğan’ın “Kapıyı açtık” sözleri üzerine Yunanistan sınırına yaşanan göçmen akınının yol açtığı kriz sırasında, “Şantaja boyun eğmemeliyiz” diyerek tepki gösteren Laschet, bununla birlikte Türkiye’ye ağırladığı Suriyeli mülteciler için daha fazla mali yardım yapılması gerektiğini savunuyor.

KAYNAK DW TÜRKÇE

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir