TÜRKİYE’DE KRİZLER ARTIYOR, ÇATIŞMA ALANLARI ÇOĞALIYOR, ERKEN SEÇİME HAZIRLIK MI?
3 dakika okuma süresi
Türkiye’de beklenti, hükümetin 2023 yılına kadar erken seçim yapmayacağına yönelikti. Bu bakımdan hükümetin açıklamaları, seçimin 2023’te yapılacağına ve erken seçimin olmayacağı yönündeydi, fakat son krizler, PKK ile çatışma, PKK’ya karşı kararlı tutum, ekonomik çıkmaz, erken seçimi tekrar gündeme getirmeye başladı.
Bugünkü ortamda yapılacak bir erken seçimde, hükümetin zorlanacağından hareket edebiliriz
Bu açıdan erken seçim, hükümetin ve ortağı MHP’nin pek işine gelmez ama acaba muhalefet erken seçim istiyor mu? Muhalefetin de oylarında cüzi bir artış var. Herhangi bir erken seçimde iktidar değişikliği bekleme durumları olamaz. İYİ Parti’den izlenimler bu partiden uzaklaştırılan Ümit Özdağ’ın yaklaşımlarına göre, bu partinin yavaş yavaş Tayyip Erdoğan’a yaklaştığını ortaya koyuyor. CHP’de ise Muharrem İnce’nin ayrılması, 3 milletvekilinin istifası, “acaba CHP’de bir çözülme olabilir mi?” görüşünü ortaya çıkartıyor.
TÜRKİYE HALKI FAKİRLEŞMEDEN DOLAYI KIZGIN
Türkiye’nin en büyük sorunu işsizliğin çok büyük boyutlara gelmesi, gençlerin Türkiye’den ümitlerini kesmeleri, fakirleşme sınırının gün geçtikçe yukarıya doğru çıkması, buna karşılık 4 müteahhittin Türkiye’yi sömürmesine yönelik. Halkımız fakirleşirken, müteahhitlerimiz zenginleşiyor. Bunun dışındaki zengin kitlede, Sabancılar başta olmak üzere yavaş yavaş başka ülkelere göç ediyorlar. Sadece Sabancılara haksızlık etmeyelim, Ferit Şahenkler gibi, hükümete yakın kişilerde bu ülkeyi terk ediyorlar.
Millet İttifakı’nın Cumhur İttifakı’ndan %8’lik bir oy kaydırmasına ihtiyacı var
Şimdi herkesin kafasındaki soru, Koronavirüs’ün de kolay geçmeyeceğinden hareket edersek, “ekonomi daha da dibe vurmadan 2021 yılında bir erken seçim olur mu?” yaklaşımı. Eğer erken seçim olursa, şu anki gelişmeler çerçevesinde Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarda kalacağından hareket edebiliriz. Bu Türkiye’nin ciddi bir kaderi, halk hükümetten memnun değil, yönetimden memnun değil ancak fazla da alternatifi düşünmüyor. Esas değişim, Cumhur İttifakı oylarından %8 civarında bir kayışın Millet İttifakı’na geçmesiyle olur.
Suriyeli sığınmacılar halkımızdaki fakirleşmenin nedenlerinden biri olarak kabul ediliyor
Türkiye’de halk, kendine yapılan haksızlıkları görürken, 5,4 milyonluk Suriyeli geçici sığınmacıya verilen haklardan da rahatsız. Eskiden fakir halkımız hükümetten belirli yardımlar alırken, şimdi bu yardımları Suriyelilerle paylaşmak durumunda. Suriyelilerin öğrenimden tutun, sağlık sektörüne kadar bir öncülüğü var. Orta vade de Suriyelilerin vatandaş olması öngörülüyor, bu durum Türk halkını rahatsız ediyor. Acaba bu konuda muhalefet belirli adımlar atabilir mi? Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Batı ile ilişkilerimiz sorunlu
Dış politikada da zor günlerden geçiyoruz. Biden, Türkiye’ye yönelik art niyetlerini tek tek ortaya çıkartıyor. Maalesef Ursula Von Der Layen AB Komisyonu Başkanı olarak verdiği sözü yerine getirip Şubat ayında Türkiye’yi ziyaret etmesi beklenirken, herhangi bir hareket yok. Bütün bu gelişmeler Türkiye’yi zora sokuyor. Dostlarımızın sayısı azalırken, düşmanlarımızın sayısı artıyor. Artık yeni bir dış politikaya ihtiyaç var. Mevlüt Çavuşoğlu, dış politikayı taşıyamıyor.

Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Başkanı ve Brandday.net Genel Yayın Yönetmeni.