25 GÜN SONRA AB ZİRVESİ BRÜKSEL’DE TOPLANIYOR
2 dakika okuma süresi
Türkiye, tam anlamıyla defansif bir durumda. “Acaba bize yeni bir yaptırım gelir mi?” korkusunda. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi’ni Antalya Limanı’na geri çektik, Çeşme Gemisi’ni de Ege Denizi’nde fazla dolaştırmıyoruz.
AB’DEN İSTEYECEKLERİMİZ VAR
Yunanistan Ege’de bir adaya daha el koyarken buna da ses çıkarmıyoruz. Avrupa Birliği, Suriyeli geçici sığınmacılar için ülkemize öngördüğü 2016 ve 2017 yılları için 3+3 milyar euroluk fonu anca yeni ödedi. 2021 yılının Mart ayına geldiğimiz zaman, 2018-2019 ve 2020 yılları için öngörülen paralar daha tartışmaya bile açılmadı.
AB SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMELİ
Türkiye, AB Zirvesi’ne bilinçli bir listeyle gitmeli. Listenin başında Gümrük Birliği Anlaşması’nın iyileştirilmesi, diğer bir anlamıyla Türkiye’nin Gümrük Birliği’nde söz sahibi bir ülke olması sağlanmalıdır. İkinci adım, Avrupa’nın Savunma ve Güvenlik Kimliği’nde Türkiye, artık bir NATO üyesi olarak tam söz hakkına sahip olmalıdır.
TÜRK-YUNAN ANLAŞMAZLIĞI AB İLE İLİŞKİLERİ BALTALAMAMALI
Üçüncü olarak AB’nin bu yılki bütçesi 170 milyar euro. Türkiye’nin bu bütçeden leblebi çekirdek parası kadar bir hibe ve belirli projeler için destek alıyor. Maalesef projeler belirli hükümete yakın kurumlara giderken, hibelerde yandaş kuruluşlara gidiyor. Bu 3 konuda Türkiye’nin ciddi bir şekilde masaya vurması ve üyelik görüşmelerinin tekrar başlamasını istemesi gerekmektedir. Yoksa Yunanistan, önümüzdeki haftalarda Atina’da yapılacak ikili görüşmelerde Türkiye’nin önüne ödeyemeyeceği faturalar koyarak Türkiye’nin ismini kirletecek ve Brüksel’de “yaptırım, yaptırım” diye tutturacak. Münih Güvenlik Konferansı’nda bu yıl kurumlar ön plandaydı ve Türkiye’nin adı hiç geçmedi.
DIŞ POLİTİKADA HAREKETLİ GÜNLER BİZİ BEKLİYOR
Bu hafta Türkiye, adalet, insan hakları, basın konusunda adımlar atmak zorunda. Bunları AB Konseyi’nin Türkiye’ye karşı getirdiği incelemeler kapsamında ortaya çıkarmalı. Türkiye’nin dış politikada işi her gün daha da güçleşiyor. Devamlı dost olarak davrandığımız İranlı yetkililer Türk askerinin Irak’tan derhal çekilmesini istiyor. Ermenistan bir iç savaş eşiği altında. Büyük bir olasılıkla Ermeni Ordusu yine Dağlık Karabağ’da girişimlerde bulunacaklar. Bu iki konuda Türkiye’nin dış politikada elindeki kartlarının etkisini azaltıyor.

Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Başkanı ve Brandday.net Genel Yayın Yönetmeni.