BRANDDAY

Tarafsız, yorum-haber ve analiz.

TEHLİKELİ SÖYLEMLERE DİKKAT!.. (Devam)

3 dakika okuma süresi

Değerli okuyucular,

Bugünkü yazımızda da sizleri bu önemli bir konuda uyarmaya devam ediyoruz.

Fakat önce, vehametini korumakta olan İstanbul’un su durumu hakkında kısa bir bilgi vereceğiz.

1 Mart 2021 saat 09.59 itibariyle İstanbul’a su veren barajların doluluk oranı % 56,71’dir. Su miktarı ise 492,64 milyon metreküptür. Bu durumda yaklaşık olarak Ağustos ayı sonun kadar suyumuz mevcuttur.

Şimdi konumuza gelelim.

SORU: Barajlardaki doluluk oranı yüzde 50 olduğunda “Kesin yeterlidir” diyebilir miyiz?

CEVAP: Günlük su tüketimini 3 milyon M3 kabul edebiliriz. Bunu 1,3’ü Melen ve Yeşilçay’dan geliyor. Geriye kalan 1,7 milyon M3 su ise İSKİ barajlarından geliyor. Bu durumda barajlardaki su 256 gün yeterlidir. Bu durumda su, İstanbul için sadece 8-9 ay yeterli olur.

BİZİM YORUMUMUZ: Sayın profesörün, yukarıda verdiğimiz doluluk oranı ve su miktarını gözönünde tutarsak bu sonuca nasıl vardığını sormak gerekir. Ayrıca Ekim-Aralık 2020 süresinde 3 ay içinde ancak 62 milyon M3 su Melen ve Yeşilçay’dnn gelmiştir. Bu da 90 gün içinde 21 günü; yani ihtiyacın taklaşık % 23’ünü karşılar, sayın profesörün belittiği gibi % 43’ünü değil. Bu bilgiler de tahminlerin tutarsuz olduğunu gösterir.

İşte asıl tehlikeli, dikkatle sakınılması gereken cevaplar bundan sonra geliyor.

SORU: Baraj doluluk oranları yüzde kaç seviyesine indiğinde tehlikle sinyali anlamına gelir?

CEVAP: İstanbul’daki su tüketimi kişi başına böldüğümüzde yaklaşık 200 litre/gündür. Benim yaptığım hesaplara göre  kişi başı 50 litre/gün seviyesine düşürebilirsek İstanbul’da günlük su tüketimi 1 milyon metreküpün altına düşiecektir. Bu durumda Melen ve Yeşilçay’da gelensular bize yeterli olabilir.

BİZİM YORUMUMUZ: Bu cevapotaki fahiş yanlışlara bakalım. Sayın profesör, barajlardan günlük verilen 3 milyon M3’ü 15 milyon nüfusa bölerek kişi başına 200 litre/gün su düştüğünü kabul etmektedir. Çevre Mühendisleri Odası’nın son tespitlerine göre, barajlardan verilen suyun % 22,7’si aboneye gidinceye kadar çeşitli sebeplerden kaybolmaktadır. Bu durumda aboneye verilen su 3 milyon değil 2,3 milyon M3’dür. Kısaca kişi başına yaklaşık 155 litre/gün su düşmektedir.

Burada dünyadan birkaç rakam verelim. Almanya’da borulardaki su kaybı % 3,5, Japonya’da % 10’u geçmemektedir. Kişi başıona sarf edilen su ise Avrupa ülkelerinde ve ABD’de 200-230 litre/gün, Rusya ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinde 300-350 litre/gündür. Sayın profesör kendi su faturasını incelerse görecektir ki kendi ailesinin su sarfiyatı da 200-250 litre/gün dolaylarındadır.

İstanbul’da yaşayanlardan belli ilçelerde oturanlar (Kadıköy, Beşiktaş vb. gibi)Avrupa seviyesinde su kullanmaktadırlar. O halde çevre ilçelerdekilerin su sarfiyatı da 30-50 litre/gün dolaylarındadır. Kısaca, uygarca yaşamak için 50 litre/gün gibi çok kısıtlı su kullanmak yeterli olamaz. Sayın profesör herhalde İstanbul halkının tamamını ilkel bir yaşama mahkûm etmek istemez. Hedef İstanbul’da yaşayanların tümünün 200-250 ltre/gün su kullanmasını sağlamak olmalıdır.

Değerli okuyucular,

Maalesef, bize ayrılan yer gene yeterli olmadı. Gelecek hafta aynı konuya devam edeceğiz.

Sağlıcakla kalın…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir