İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmamız bir hatadır
2 dakika okuma süresi
İstanbul’da imzalanan ve birçok ulusun katıldığı kadına şiddeti önleme planı Türkiye’nin yüz akı olan bir anlaşmaydı. Bütün ülkeler gelip İstanbul’da bu konuda imza atmışlardı. Cumhuriyet tarihimizde uluslararası ilişkiler açısından bir Türk şehriyle anılan başka bir anlaşma yoktur.
Bu sözleşme tam anlamıyla uygulanarak yeniden yürürlüğe girmeli
Bizim gibi kadına karşı en fazla şiddet uygulanan ülkelerden birinde böyle bir anlaşmanın imzalanması büyük bir onurdur. Türkiye’de her gün onlarca kadın cinayetini duymakta ve okumaktayız. Bunlardan hepimiz utanç duymaktayız. Bu açıdan İstanbul Sözleşmesi olmazsa olmazdır. Bu anlaşmadan çıkarak uluslararası alanda da çok kınamayla karşı karşıya kaldık. Bazı gerici çevreler sözleşmenin toplumsal cinsiyet eşitliğini insan hakları çerçevesinde koruduğu için LGTİ+ toplumunu öne çıkararak bu sözleşmeden çıkmamızı istemişlerdi. Türkiye kadına karşı şiddeti tamamıyla durdurmak için belirli yasalara ihtiyacı var. Daha sonra çocuk ve hayvanlara olan şiddet, Türk insanının bir ayıbı olarak ortaya çıkıyor.
Polislerimiz göstericilere sert değil, onları koruyarak yaklaşmalı
Özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması kararına karşı İstanbul ve Ankara gibi birçok ilde protesto gösterileri düzenleyen kadınlara gösterilen polisiye tedbirlerde İstanbul Sözleşmesi’nin ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkardı. İnsanlarımıza özellikle kadınlarımıza polisimizin, resmi güçlerimizin çok daha ılımlı, insancıl yaklaşması lazım… Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan buna açıklık getirdi. Kadınlarımız bizim analarımız, eşlerimiz ve kızlarımızdır. Korunmayı her zaman hak etmektedirler.

Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Başkanı ve Brandday.net Genel Yayın Yönetmeni.