Almanya’nın Türkiye politikası seçimlerden sonra nasıl şekillenecek?
2 dakika okuma süresi
Şimdi 26 Eylül’den itibaren iktidara yönelik üç-dört alternatif var. Sosyal Demokratların birinci parti olması halinde, nasıl bir koalisyon oluşacak bunu herkes düşünüyor.
Almanya’da koalisyon senaryoları ne yönde?
Görüştüğüm Sosyal Demokrat Parti Başkanı Walter Borjans Türkiye’ye sempati ile bakan bir politikacı. Eskiden de yakından tanıdığım Borjans, Türkiye’de olası bir hükümet değişikliğinde, Türkiye ile Almanya’nın ilişkilerinin pekişeceğinden hareket ediyor. Partinin Başbakan Adayı Olaf Scholz’un da Türkiye’ye sıcak baktığını dile getiriyor ama bu koalisyon hükümetinde Yeşiller ve Hür Demokratlar olursa onların Türkiye’ye bakışı negatif. Özellikle Hür Demokratların Genel Başkanı Christian Lindner, Almanya’da skandal bir şekilde aldığı kredileri ödemeyen, sonra politikaya atılan bir kişi.
Alman politikacılar Türkiye’ye nasıl bakıyorlar?
Hristiyan Demokratlar iktidara gelir ve Sosyal Demokratlarla bir koalisyon hükümeti kurarsa, Almanya Dışişleri Bakanı olacak olan Olaf Scholz, tabii ki bugünkü Dışişleri Bakanı’nın çok ötesinde Türkiye’ye karşı ılımlı bir politika izleyeceğinden hareket edebiliriz. Armin Laschet’in Türkiye’ye yaklaşımı pozitif ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a çok negatif bakıyor. Alman politikacıların Türkiye konusunda ilk beklentileri Osman Kavala, Selahattin Demirtaş gibi AİHM’in serbest bırakılması çağrısı yaptığı politikacı ve aktivistlerin artık cezaevinden çıkması ve Türkiye’de ilk seçimde Sosyal Demokratların birinci parti olmasına yönelik. Bu projeksiyonları 2022’de olası bir erken seçim sonucunda göreceğiz.
Kıbrıs konusunda da Alman politikacılarla görüştüm
Almanlar Kuzey Kıbrıs’ta kurulacak Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne olumlu bakabileceklerini dile getiriyorlar. Yavaş yavaş Rum Kesimi’nin uzlaşmaz yaklaşımlarından bıkan Almanlar, Kuzey’de oluşacak bir bağımsız devleti tanıma noktasında ılımlı yaklaşabilecekler. Bu konuda yeni Cumhurbaşkanı’nı Ersin Tatar’ın en kısa zamanda Almanya’ya gelip, seçim sonrası tüm partilerle görüşmeler yapmasında yarar var. “Bunu kim organize edebilir, nasıl bu ziyaretler gerçekleşebilir?” diye baktığınız zaman Almanya’da böyle bir STK’nın varlığından bahsetmek güç fakat Friedrich Ebert Vakfı ya da Konrad Adenauer Vakfı, bu konuda öncü bir rol oynayabilirler.

Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Başkanı ve Brandday.net Genel Yayın Yönetmeni.