Köprü kitabından bir kesit: Rauf Denktaş’ın Almanya ziyareti
4 dakika okuma süresi
1983’te rahmetli Çetin Emek ve Arda Gedik Kıbrıs’ta Hürriyet Gazetesi için çok görkemli bir sempozyum yaptılar. Konusu basın ve dış politikaydı. Kıbrıs’ta yapılan bu sempozyumda açılış konuşmasını Rauf Denktaş yapmış, ben de basında dış politika konusunda bir konuşma yapmıştım. Üç gün süren bu toplantı KKTC’de yapılan en önemli toplantıydı ve Hürriyet gazetesinin ilk defa KKTC’nin bayrağını Rauf Denktaş’a teslim etti. Rauf Denktaş’ın konuşması çok hoşuma gitmişti. “Dünyada iki tane “TC” var. Birisi sizin geldiğiniz “Cici TC” ikincisi de bizim “KaKaTC”.” demişti. Bu güzel bir slogan olarak her zaman aklımda kaldı. Gelelim benim konuşmama. Bu sempozyumdan sonra Prof. Dr. Erol Manisalı Middle East Business and Banking dergisi ile her yıl Kıbrıs Sempozyumları yapar, beni de konuşmacı olarak davet ederdi. Bu toplantılar çerçevesinde 1987’de ben de bir toplantı tertiplemiştim. Rauf Denktaş toplantısında “Ben hiç Almanya’ya gelmedim. Beni bir Almanya’ya getirin.” demişti. Bu kapsamda Türkiye Araştırmalar Merkezi olarak 1989’da Rauf Denktaş’ı KKTC Cumhurbaşkanı olarak Almanya’ya davet etmiştik. Bonn’da Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin içinde bulunduğu Bilim Merkezi’nde 400 kişilik bir toplantı gerçekleştirdik ve toplantının davetiyesine Rauf Denktaş KKTC Cumhurbaşkanı diye yazmıştım fakat hukuksal olarak Cumhurbaşkanı’nın altına küçük bir yıldız koyup bunun altına da KKTC Devleti bugüne kadar yalnız Türkiye tarafından tanınmıştır diye çok küçük bir şekilde yazmıştım. Bu sempozyumu Güney Kıbrıs Rum Hükümeti gerek Yunanistan büyük ölçüde protesto ettiler. Nasıl ülke olarak tanınmayan bir kişiyi buraya getirirsiniz diye. Zira Kıbrıs pasaportu ile gelmek hiç istemedi iniş ve çıkışında da pasaport kontrolsüz Türk Hava Yolları’nın uçağı indikten sonra hiç gümrüğe sokmadan dışarı çıkarmıştık.
Rauf Denktaş’ın Almanya Ziyareti ve Tepkiler
Rauf Denktaş’ın Bonn’da Bilim Merkezi’nde verdiği konferans olayı çok büyümüştü. Şikayetler Kuzey Ren Vestfalya’nın o zamanki Başbakanı Johannes Rau’a kadar gitmişti. Johannes Rau beni çok severdi ve bir kaç gün önce Kuzey Ren Vestfalya’da çok az kişiye verilen ve sayıları sayılı olan Kuzey Ren Vestfalya Şeref nişanını takmıştı. Bir şartı vardı. Bunu her önemli toplantı da takacaksınız diye. Takmadığımı gördüğü zamanlar tatlı bir fırça atardı. Johannes Rau benimle görüşmek istedi ve kendisine ziyaret ettim. “Bay Şen, siz akıllı adamsız bunu niye yaptınız?” diye sorunca, ben de demokratik toplumlarda kişilerin bir hitabet özgürlüğünün olması gerektiğini söyledim. Bu şansı kendisine tanımak istediğimi belirttim ve hukuksal olarak hiçbir yanlış yapmadığımı, KKTC’nin yalnız Türkiye tarafından tanınan bir ülke olduğunu belirttiğimi kendisine anlattım. Etkilendi. “Bay Şen bir daha böyle bir olay yaparsınız bir randevu da benden alın. Denktaş’ı ben de tanımak isterim.” dedi. Alman Dışişleri Bakanlığıyla ilişkilerim iyiydi. O zaman ilginç bir çare bulduk. Denktaş havaalanına geldikten sonra en önden çıktı. Getirdiğimiz bir arabaya binerek hiç pasaport kontrolünden geçmeden havaalanından Bonn’daki bilim merkezine geldi ve Bilim Merkezi’ndeki misafirhanede kendisini misafir ettik.
Denktaş’ın Bonn’daki Bilim Merkezi’nde verdiği konferansta büyük bir ilgi vardı. Bonn’un en seçkin kurumlarından biri olan Bilim Merkezi’nin 400 kişilik oturma salonu dolmuş, arkadan en azından 50 kişide ayakta izliyordu. Almanya Rauf Denktaş’lailk defa bizim kurum vasıtasıyla tanışma olanağı bulmuştu. Büyük bir hitabet gücü olan Denktaş’ı dinlemeye Yunanistan Elçi Müsteşarı da gelmişti. Kendisi bizim toplantılara her zaman gelirdi fakat bu sefer yanında iki tanede yardımcı getirmiş, her şeyi ciddi bir şekilde not etmişlerdi. Diğer bir konuda Denktaş’ı Alman yetkililerle görüştürmekti. Almanya’nın o zaman Dışişleri Bakanlığında Müsteşar olan Bay J. Kuhna ilginç bir kişiydi. Randevu için müracaat ettiği için ‘Bay Şen severek randevu veririm. Denktaş’ı dinlemek bizim içinde bir kıvanç. Biliyorsunuz Kıbrıs’ta iki devlet var. Birini tanıyor diğerini tanımıyoruz. Bu bölgede silahlar patlamadığı müddetçe bizim için sorun yok.” demişti. Denktaş’ı yemekli toplantılarda Sosyal Demokrat, Hristiyan Demokrat politikacılarla da bir araya getirme şansına sahip olmuştum. Denktaş’ın koruması için Almanya iki polis arabası verdi. Dış terminale giderken önde ve arkada birer polis arabası olur. Bu da havalıydı. Yalnız ben kiraladığımız arabaya KKTC’nin de bayrağını asmak istedim. Buna olanak verilmedi.

Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Başkanı ve Brandday.net Genel Yayın Yönetmeni.