BRANDDAY

Tarafsız, yorum-haber ve analiz.

Türkiye’de polisler artan sorunlarına çözüm bekliyorlar

4 dakika okuma süresi

Bu hafta polislik mesleğinin zorlukları ve bu zorlukların toplum üzerinde sorunlara neden olabileceği gerçeğinin göz ardı edilmesi meselesini yazdım.

Günümüzde polislik mesleğini icra eden arkadaşların mesleki dejenerasyon ve tükenmişliklerinin nedenlerine baktığımızda, karşılaştığımız tablo çok vahimdir.

Polislerimizin sorunlarını özetle sıralayacak olursak:

Ekonomik kriz nedeniyle artan toplumsal sorunlar.
Siyasilerin ailelerinin ve yandaşlarının isteklerinin günden güne polisler üzerinde baskı unsuru olarak vahim bir şekilde artması.

Ahlaksızca ve cahillikle, ego tatmini için verilen emirlerin, akla hayale uymayan isteklerin uygulanmaması durumunda görev ve yer değişimi gibi tehditler.

Mobing.

Sürekli değişen çalışma düzeni ve vardiya sistemindeki adaletsizlikler.

Teknolojik gelişimlerin hızla ilerlemesi sonucunda çalışma arkadaşları arasında kuşak çatışması.

Sığınmacı krizi yönetiminin doğrudan polislerin üzerlerinde bir yüke dönüşmesi.

Türkiye’deki ekonomik sorunları daha da derinleştirmesi nedeniyle polislerin alım gücünün düşmesi ve buna paralel maaşların barınma, geçinme gibi temel insani gereksinimlerde yetersizliği.

Tüm bu unsurlar polislerimizin içinde bulunduğu ruh halini olumsuz yönde etkileyip, stres ve öfke yönetiminde başarısız olmalarına sebebiyet vermektedir.

Peki her gün artan ekonomik zorluklarla mücadele eden, geleceğinden ve belirsizliklerden dolayı kaygı içerisinde mutsuz bir halkla karşı karşıya kalan polislerin, bu durumlarının ve bu durumlarından doğan olumsuz tavır ve davranışlarının toplum üzerinde verebileceği zararlarının ne kadar farkındayız?

İşte bu nedenle size, emniyet mensubu olan arkadaşlarımızın içinde bulunduğu bu olumsuz durumu ve bu durum nedeni ile yaşadığı olumsuzlukları anlatmak ve psikolojik olarak kendilerini değerlendirdiğimizde, bizim karşılaştığımız tablonun vahametini göstermek istiyorum.

Toplum ile birebir temas halinde bulunulan işlerde yaşanılan stresin geniş bir alana yayıldığını ve bunun toplumu ne kadar etkilediğinin farkına varmamız gerekiyor.

Ancak bazı meslek grupları bu konuda daha zor durumda kalabiliyorlarlar. İşte bu meslek gruplarının en başında toplumun güvenliği ve refahından sorumlu görülen polislik mesleği gelmektedir.

Mesleği layıkıyla severek yapmaya çalışan arkadaşlarımızın, mesleğinin zorlukları ile baş etmeye çalışırken yaşadığı sıkıntılar:

Çalışma koşulları ile gelişen olumsuzluklar ve çalışma düzenindeki belirsizlikler, eksiklikler.

Sürekli değişen kanunlar, torba yasalar, anlık kararnameler, politik ve siyasi görüş ayrılığının olmasından kaynaklı iş düzensizliği.

Sürekli vaatlerle geçiştirilip daha sonra vaatlerin yerine getirilmemesiyle yaşanılan hayal kırıklıklarının etkilerinin hesap edilememesi (3600 ek gösterge).

Performans değerlendirilmeleri kısmında kabul edilemez hatalar ve bunların sebep olduğu stresin işlerini doğrudan etkilemesi.

Kendilerine, ailelerine, sevdiklerine ve yakınlarına zaman ayıramamanın verdiği rahatsızlığın günden güne artması ve bununla baş edememenin verdiği duygusal boşluğun kendi içlerinde öfke ve kaygıya dönüşmesi.

Şeklinde görülmektedir. Ve bu durumları yaşayan bir polis memurunun bu stres ve öfke kontrolünün yönetimi aşamasında bize ne kadar başarılı olacağının üzerinde çok düşünülmesi gerektiğinin önemini bir kez daha göstermektedir.

Bakınız, Türkiye genelin de bu olumsuz şartlarda çalışan emniyet mensubu arkadaşlarımızın dinlenilmesi ve gözlenilmesi aşamasında, kendilenin anlatımıyla çalışma şartlarının zorluklarından kaynaklı yaşadıkları bu psikolojik çıkmaz nedeniyle ruhen ve bedenen çok yorgun hissettiklerini ve bu sebeple kendilerinin yetersiz, ve başarısız olduklarını dile getiriyorlar.

Ayrıca hayat enerjilerinin bittiğini gelecek ile ilgili bir istek gütmediklerini ve bunun sonucunda istemeden bu durumun davranışlarını olumsuz olarak etkilediğini belirtip, bunların çevrelerine dengesizlik olarak yansıdığını ve öfke kontrolünü yapamadıkları için ailelerine ve sevdilerlerine zarar verdiklerini ve bazı arkadaşlarında intahar etme isteğinin oluştuğunu dile getirmekteler.

Bu sonuçlar değerlendirildiğinde, toplumun huzurunu sağlamakla görevli polislerin, stresini önlemeye ve azaltmaya yönelik bireysel ve kurumsal yöntemlerin belirlenmesi, stresle başa çıkma programları ile desteklenmesi, öfke kontrolü eğitimleri verilmesi, polisin iş ve ruhsal saglığı açısından önemlidir.

Diğer taraftan emniyet mensuplarının çalışma koşulları değerlendirildiğinde fizyolojik ve psikolojik koşulların ne kadar önemli olduğu gerçeğini görmekteyiz.

Bu gerçek, çalışma koşullarının ve şartlarının uygunluğunun denetlenmesi, olumsuzlukların giderilmesinin aciliyetini göstermektedir.

Unutulmaması gereken gerçek şudur ki bu mesleği icra eden arkadaşlarımızın sosyopsikolojik risk grubunda oldukları ve bunun toplum üzerindeki etkilerinin vahim ve üzücü sonuçlarla kendini gösterebileceğidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir