BRANDDAY

Tarafsız, yorum-haber ve analiz.

Türkiye Seçim Atmosferine Girdi

3 dakika okuma süresi

Önümüzdeki günlerde Millet İttifakı da Cumhurbaşkanı adayını açıklayacak. Her ne kadar Deva Partisi Başkanı Ali Babacan; beni aday gösterirlerse, aday olmaya hazırım, diyor olsa da, adayın büyük olasılıkla Kemal Kılıçdaroğlu olacağı belirlenmiş durumda. Şimdi tabii ki sadece ülkede yaşayan Türkler değil, tüm dünyadaki Türkler bu seçimlerde oylarını kullanacaklar. Türkiye dışında yaşayan Türkler için Türkiye’deki seçimlere katılmak ve seçim propagandası yapmak oldukça zorlayıcı. UETD (Avrupalı Türk Demokratlar Birliği) AKP’nin uluslararası teşkilatı olarak sıkı bir şekilde çalışırken, CHP’de yurt dışında şehirlerde kurduğu örgütlerde sıkı bir çalışma içerisinde. Bu noktada esas önemli olan DİTİB’in (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği) katkıları. DİTİB’in ise bu konuda duruşu tamamen AKP ve Cumhur İttifakından yana. 

Bu süreçte Almanya’nın önemi de büyük ölçüde artıyor. Bunun nedeni de son zamanlarda Almanya’nın tekrar Türkiye’den iş gücü göçüne kapılarını açması. Bu açıdan Almanya bu seçimlerde önem kazanacak.

Bu seçimlerde Avrupalı Türklerin istekleri yalnız oy kullanmaktan ibaret değil. Avrupalı Türkler seçimlerde oy kullanmanın yanı sıra seçilmek de istiyor. Avrupa’daki Türkler yaşadıkları yerlerde seçim bölgelerinin olmasını istiyor. Bugüne kadar Avrupalı Türklerin sadece Parti Genel Merkezleri tarafından Türkiye’nin bir şehrinden aday gösterilirse parlamentoya  girme imkanları oluyordu. Fakat artık istenen Avrupa’nın veya dış dünyanında belirli açıdan seçim bölgesi olması ve oralardan gösterilen adayların, seçilerek parlamentoda yurtdışında yaşayan Türkleri temsil etmesi. Bu akla ve mantığa çok yatkın bir uygulama. Yurtdışında yaşayan insanlarımıza seç ama seçilme ve söz hakkı isteme demek, Türkiye’nin Demokratik siyasetine yakışmayan bir kavram. 

Fakat çoğu parti bu konuda Yurt dışında yaşayan Türklere bu olanağı vermekten imtina ediyorlar.

Şimdi hedef seçme hakkı verdiğimiz insanlarımıza, seçilme hakkı da vermek olmalı. Tek taraflı bir söylev olamaz. Özellikle Türkiye’de ciddi gelişmelerin yaşandığı bu dönemde, insanlarımızın bu haklarını kullanması lazım. 

Avrupa Parlamentosunun son açıklamasına göre; Türkiye’de seçimleri Cumhur İttifakının kazanması durumunda, ilişkiler dondurulacak ve zaten durma noktasına gelen ikili görüşmelerde tam anlamıyla son bulacak. Bu gelişmeler gösteriyor ki, bu gidişle Türkiye’nin Avrupa perspektifi tamamen kapanacak ve Arap Dünyasına daha da yakın bir pozisyon alınacak.

Türkiye’nin AB’den başka alternatifi yok. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü de neredeyse artık çalışmadığına göre, Türkiye’nin AB’ye uzun vadede tam üye olmasını sağlamamız lazım. Burada da iş seçmenlere düşüyor. Baharda gerçekleşecek öne çekilmesi öngörülen seçimlerde artık seçme hakkını verdiğimiz yurt dışındaki insanlarımıza seçilme hakkını da vermemiz gerekiyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir