Türkiye Genel Seçimlerden Sonra Hak Ettiği Gibi AB Üyesi Olmalı
3 dakika okuma süresi
Avrupa Parlamentosu Türkiye ile görüşmelere başlamak için karar aldığı zaman karşılıklı olumlu beklentiler oluşmuştu. Aynı dönemde Hırvatistan için de görüşmelere başlama kararı almışlardı. Hırvatistan kısa süre zarfında AB ülkesi olurken, Türkiye’nin önüne bir çok engeller çıkarıldı. 6 Balkan ülkesinin üyeliği yanı sıra, Ukrayna’nın üyeliğinin de eli kulağında, hatta Gürcistan’ın da üyeliği gündeme getirilirken, Türkiye’nin, demokrasiden ve Avrupa’dan uzaklaşmasının da etkisiyle Türkiye ile ile görüşmeler donduruldu.
Türkiye Mayıs ayında yapılacak genel seçimlerden sonra büyük bir olasılıkla demokrasiye dönecek. Avrupa Parlamentosunun aldığı karar nezdinde; Türkiye ile ilişkiler hızlandırılıp, Türkiye hak ettiği Avrupa Birliğinin 13. üye ülkesi olmalı.
AB, Türkiye için neden önemli? Maalesef başka bir alternatif yok. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, belirli ülkelerin katılımından sonra tüm ilginçliğini kaybetti. İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı Türkiye’ye pek iyi bakmıyor. ABD Türkiye’de istediği gibi at koşturuyor, Afganistan’dan özellikle genç yaştaki askerler İran üzerinden geçerek ülkemize geliyor, Suriyeliler de ülkeye yığılmış durumda. ABD, Türkiye’nin hiçbir zaman Suriye ile iyi geçinmesini istemedi. Suriye’de kendi istediği gibi bir güç kurulmasını sağlayan ABD, Suriye ve Irak’ta oluşturacağı müstemleke ile buraları İsrail’in korunması için silahlandırmayı tercih ediyor.
Türkiye’nin bu kadersizliğini kırmak için atacağı tek adım AB üyeliğidir. Bugünler de Türkiye’nin gündeminden düşmüş gibi görünen AB üyeliği yeni dönemde tekrar ivme kazanabilir ve kazanması da şarttır. Böylece Türkiye hak ettiği demokratik ülke konumuna kavuşabilir. İnsanlarımız özgürlüklerini istedikleri gibi kullanma imkanı bulabilirler. Türkiye’de şu anda kültürel yaşam ağır yara almış durumda. Geçenler kutladığımız Dünya Tiyatrolar Gününde insanların bu tür faaliyetlere ne kadar aç olduğunu gördük. Bu süreçte, konserler, eğlence sektörü de sekteye uğradı.
İnsanlar artık, demokratik hakların kısıtlandığı, ülke kaynaklarının büyük ölçüde 5’li çeteler gibi belirli gruplara akıtıldığı, sosyal hayatın neredeyse kalmadığı, geçim şartlarının açlık sınırının altında olduğu, zorunlu gıdaların dahi temininde güçlük yaşandığı şartlarda yaşamak istemiyor.
Tüm bu gelişmeler ışığında ‘Türkiye’de bir kader seçimi olacak’ diyebiliriz. Türkiye’de ya demokrasiye yeniden dönüş olacak ya da karanlık güçlerin HüdaPar, Yeniden Refah Partisi gibi oluşumlar, Ak Parti ile birlikte Türkiye’nin kaderini yeniden tayin edecekler. Ak Parti ile birlikte ittifak içinde yer alan bu gibi oluşumların Türkiye’nin kaderinde belirleyici olmaları durumunda Türkiye, Avrupa Birliğinden de silinecek. Ayrıca demokrat ülkelerin Türkiye’ye bakışı; biraz İran, biraz Afganistan gibi olacak. Arap ülkeleri bile demokratik bir çizgiye yaklaşırken, Türkiye’nin bu duruma gelmesini istemeyenlerin rehavete kapılmamaları ve her türlü tedbiri almaları lazım.
Bakalım 14 Mayıs akşamı nasıl bir Türkiye olarak yola devam edeceğiz.

Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Başkanı ve Brandday.net Genel Yayın Yönetmeni.