Analiz: Türkiye-AB İlişkileri
12 dakika okuma süresi
GÖZLER TAMAMIYLA 10 ARALIK AB ZİRVESİNE ÇEVRİLDİ
Zirveye yönelik ilk madde Türkiye’ye karşı alınacak kararlar. Libya rotalı Türk kargo gemisinin aranması ve Türkiye’nin yapılan bu hukuksuzluğa karşı çıkması, Almanya ve AB’nin diğer önemli ülkelerinde gündemi oluşturuyor.
Türkiye bu konuda haklı olarak çıkışını yaptı. AB ülkeleri bunu Türkiye’ye karşı kullanma çabası içerisindeler.
Türkiye 10 Aralık’a kadar özel Statüyü yeniden gündeme getirmeli.
Eskiden kabul etmediğimiz ve hepimizin karşı çıktığı özel statü, Türkiye ve AB ilişkilerinde yeni bir oluşumu sağlayabilir. İngiltere’nin tam üyelikten ayrılmasından sonra boşluğu, Türkiye gerek savunmada, gerek Gümrük Birliği Anlaşması’nın iyileştirilmesiyle ekonomide de doldurabilir. Artık Türkiye’nin ve AB’nin gündeminde serbest dolaşım hakkı kalkmış durumda.
Türkiye’den çekinen AB ülkeleri tam üye olacak Türkiye’nin 74 milletvekili ve 29 oy hakkını içine sindiremeyecekler. Bunu hepimiz biliyoruz ama AB’nin Kafkaslarda, Ortadoğu’da söz sahibi olabilmesi için Türkiye’nin önemini kavramış olması lazım.
AVRUPA BİRLİĞİ VE ALMANYA TÜRKİYE KARŞITLIĞINA AĞIRLIK VERİYOR
Avrupa Birliği Türkiye’ye Suriyeli geçici sığınmacılar konusunda destek vermezken, AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Yunanisyan’a geldi ve Meriç sınırında Yunan Dışişleri Bakanı’nın Türkiye’ye yaptığı saldırı politikasına tam anlamıyla destek verdi. Avrupa Birliği’nin müstakbel üyesi olarak görülen Türkiye’ye karşıtlığın anlamak çok güçtür. Borrell’in AB’si Meriç sınırını üzerinden Yunanistan’a geçen 13 bin kişi için bu ülkeye ivedi yardım olarak 450 MİLYON EURO tahsis etti.

TÜRKİYE YARDIMLAR KONUSUNDA YALNIZ BIRAKILIYOR
Buna karşılık 2018-2019 ve 2020 yılları için en azından 3’er MİLYAR EURO vermesi gereken AB, bu yardımı yapmadı.1 Temmuz’da AB Dönem Başkanlığını üstlenecek olan Almanya, Koronavirüs’ten sonra gerek ekonomik, gerek sosyal politikalarda ciddi atılımlar yapmaya hazırlanıyor.
MERKEL’İN TÜRKİYE’YE BAKIŞ AÇISI İLİŞKİLERDE BELİRLEYİCİ OLACAK
Angela Merkel’in önündeki planlamasında Türkiye ilişkileri de önemli bir rol alacak.
Ayrıca Türkiye’ye AB’den gelecek paralara da öncülük etmesi şart. Bunlar olduğu takdir de Almanya ile ilişkilerimiz tekrar ısınabilir. Özellikle 3,2 milyon Almanyalı Türk, Türkiye’de tatil geçirmek için özellikle Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın kararını bekledi. Bu kadar insafsızlık yapılmaz, Almanya nüfusunun %4’nü oluşturan Türkleri dışlayan kararlar aldı. Bunun yanında AB’den Yunanistan’a destek ve Doğu Akdeniz’de Fransa’nın yanında yer almak, Almanya’nın Türkiye ile ilişkilerini tamamıyla bozabilir. Bu konuda herkes Angela Merkel’in atacağı adımları bekliyor.
AB’DEKİ TÜRKİYE KARŞITLIĞI VE DÜŞMANLIĞI ÇOK BÜYÜK BOYUTLARA GELDİ
Türkiye – Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) olarak Türkiye için en iyi alternatifin ne ABD, ne Rusya ne de bizim gözümüzü oyan İslam ülkeleri, ne de Çin olmadığını biliyoruz. Bu açıdan AB’nin Türkiye için tek ve ciddi alternatif olduğundan hareket ediyoruz. Fakat son gelişmeler ışığında baktığımız zaman özellikle AB’nin Türkiye’ye karşı bir kötü niyetinin olduğunu da gösteriyor.
YUNANİSTAN VE GÜNEY KIBRIS’IN ESİRİ OLAN BİR AB İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
İlk olarak AB’nin sınırları Yunanistan’da biter deyip, Yunanistan sınırlarını Frontex ile koruma altına alan AB, son gelişmelerin ardından 13 bin Suriyeli mülteciyi geri yollamak istiyor. Türkiye’nin haklı Libya politikası sonucunda Türkiye’ye gösterilen tepki, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın esiri olarak AB’nin artarda Türkiye’yi kınaması ve son olarak tam bir Türkiye karşıtlığına geçen Macron’un Türkiye düşmanlığı, artık 83 milyonluk Türkiye’nin AB karşısında ciddi bir mücadele verdiğini ortaya koyuyor.

MACRON LİBYA VE DOĞU AKDENİZ’DEKİ MAĞLUBİYETİN ACISINI TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ ÜZERİNDEN ÇIKARTIYOR
Macron’un emeli Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı da arkasına alarak Türkiye’nin tam üyelik görüşmelerini sona erdirmek olduğu görülüyor. Gerçekçi olmak gerekirse de bu görüşmeler ilerlemiyordu. AB’nin ekonomik yardımlarının durdurulması ve tüm Suriyeli geçici sığınmacıların Türkiye’de kalması, bu ilerlemeyen görüşmelerin AB açısından hedeflerine yönelik gerçekleşti. Libya ve Doğu Akdeniz’de uğradığı mağlubiyeti kabul edemeyen Macron son zamanlarda Fransız liderler arasında en Türkiye karşıtı lider olarak da göze çarpıyor.
TÜRKİYE’NİN AVRUPA KONSEYİ KRİTERLERİNİ YERİNE GETİREREK AB KARŞISINA DİMDİK ÇIKMASI GEREKİYOR
Bu gelişmeler çerçevesinde ilişkilerde normalleşme için Türkiye’nin bir an önce Avrupa Konseyi’nin kriterlerini yerine getirmesi ve dimdik ayakta bir politika oluşturması gerekmektedir.
ALMANYA FRANSA’NIN DÜMEN SUYUNA GİRDİ
AB Liderler Zirvesi Brüksel’de tamamlandıktan sonra, Almanya, İtalya ve Fransa liderleri bir sonuç toplantısı yaptılar. Almanya sonuçtan çokta memnun olmasa bile kabul etmek zorunda kaldı.
ALMANYA TÜRKİYE’NİN DOĞU AKDENİZ’DE KARŞINA GEÇTİ
Bu görüşmeden sonra Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas ilginçtir ki (80’li yılların Alman Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher’den sonra) en büyük Türkiye karşıtı kişi oldu. Son olarak Türkiye Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarını durdurmazsa AB ile ilişkileri zora girecek dedi. Fransa’nın bu Almanya’ya isteklerinin arkasında Lüksemburg, Yunanistan ve Güney Kıbrıs gibi ülkelerde var. Bugüne kadar Doğu Akdeniz konusuna pek karışmayan Almanya, Fransa’nın etkisi altında kalmış gibi gözüküyor.

AB’DEN TÜRKİYE’YE YAPTIRIM TEHDİTLERİ
İlginç olan Heiko Maas’ın Türkiye- AB ilişkileri ilerleyemez açıklaması. Zaten 6 senedir fazla bir ilerleme yok, hiçbir fasıl açılıp, hiçbir fasıl kapatılmadı. AB, Türkiye’ye Suriyeli geçici sığınmacılar dışında bir katkıda bulunmadı. Gümrük Birliği’nin iyileştirilmesi konusunda adımlar atılmıyor. AB’nin sınırı Yunanistan olarak kabul edilip, Suriyeli geçici sığınmacıları almayacak açıklaması yapılıyor.
13 Temmuz’da yapılan AB Dışişleri Bakanları Zirvesi’nde Türkiye’ye turizm konusunun görüşüleceğini söyleyen Heiko Maas, bu adımı atmadı. Bu yıl AB’den Macaristan dışında Türkiye’ye turist gelmiyor ya da gelemiyor. Bırakın turisti AB sınırları içerisinde yaşayan 5,4 milyon Avrupalı Türk turist bile Türkiye’ye gelmeye çekiniyor. Geri dönüşlerde uygulanan 14 günlük karantina korkusu var.
FRANSA ALMANYA’YI TÜRKİYE’YE KARŞI YANINA ALDI
Heiko Maas’ın Türkiye’ye yönelik açıklamaları düşman bir ülkeye yapılan açıklama şeklinde algılanabilir. Türkiye’nin kendi kara sularında araştırmalar yapabileceğini açıklamasından sonra, Yunanistan’ın itirazlarına Almanya’da taraf olmuş bulunuyor.
Libya ile Türkiye’nin yaptığı Deniz Yetki Alanları Anlaşması Fransa’yı çok rahatsız ediyor. Mısır’ın Libya’ya askeri müdahalesi ile Türkiye ile Mısır arasında bir sıcak çatışmayı körükleyen Fransa’nın bu düşman tavrının Almanya tarafından da kabul edilmesi tam anlamıyla Türkiye düşmanlığını ortaya çıkartıyor.
ANGELA MERKEL’İN DÖNEM BAŞKANLIĞI MAALESEF TÜRKİYE’YE HİÇBİR ŞEY VAADEDMİYOR
Angela Merkel Almanya’nın 1 Temmuz – 31 Aralık arasındaki dönem başkanlığında Ursula Von Der Layen ile Türkiye’ye bir yakınlaşma politikası uygulayacağından hareket ediyorduk, sinyaller bu yöndeydi.
MERKEL’DEN TÜRKİYE’YE ESEN ILIMLI RÜZGAR TERSE DÖNDÜ
Angela Merkel Suriyeli geçici sığınmacıları da ön plana çıkararak hem Volkswagen firmasının Manisa’ya gelmesi, hem de Gümrük Birliği Antlaşması’nın güncellenmesi gibi konularda ve hatta bir adım daha ileri gidersek Türkiye’nin AB’ye yönelik bir özel statü uygulanıp, uygulanmayacağına konusunda ümit veren açıklamalar yapmıştı.
MERKEL TÜRKİYE’YE KARŞI DAHA İHTİYATLI OLAN TARAF
Bu tavır Almanya Şansöylesi Merkel’in Türkiye’ye karşı tutumunu yansıtmıyor. Merkel Türkiye’nin AB ile diyalogunun kesilmesine sıcak bakmıyor. Öbür taraftan Merkel’in korkusu Türkiye AB’ye tam üye olursa AB’nin Irak, Ermenistan, Azerbaycan ve Suriye gibi ülkelere kapı komşusu olmasından kaynaklanıyor.
AB’NİN BU YIL TÜRKİYE’YE KATKISI 485 MİLYON EURO’DAN İBARET
Tüm bu süreçleri ele aldığımızda AB’nin bu yıl Türkiye’ye tek katkısı Suriyeli geçici sığınmacılar için 485 milyon Euro’luk bir mali destek olacak. Ne yazık ki AB’nin çeşitli projeler için Türkiye’de sağladığı fonlarda azalıyor ve bu fonlar Türkiye’de belirli kurumlara aktarılıyor. STK’lar için oluşturulan fonlar layıkıyla ne yazık ki dağıtılmıyor.
TÜRKLERİN SCHENGEN VİZESİ AB’DE KARŞILIK BULMUYOR
AB’nin Türkiye’den gelecek turistlere Schengen Vizesi olsa bile geçiş izni vermemesi, bu yıl en çok Yunan Adaları’nı vurdu. Türkleri almıyorlar. Almanya ve AB ülkelerine gitmek isteyenler Schengen vizelerine rağmen sınırların dışında kalacaklar.
FRANSA ALMANYA’YI TÜRKİYE’YE KARŞI YANINA ALDI
Heiko Maas’ın Türkiye’ye yönelik açıklamaları düşman bir ülkeye yapılan açıklama şeklinde algılanabilir. Türkiye’nin kendi kara sularında araştırmalar yapabileceğini açıklamasından sonra, Yunanistan’ın itirazlarına Almanya’da taraf olmuş bulunuyor.
Libya ile Türkiye’nin yaptığı Deniz Yetki Alanları Antlaşması Fransa’yı çok rahatsız ediyor. Mısır’ın Libya’ya askeri müdahalesi ile Türkiye ile Mısır arasında bir sıcak çatışmayı körükleyen Fransa’nın bu düşman tavrının Almanya tarafından da kabul edilmesi tam anlamıyla Türkiye düşmanlığını ortaya çıkartıyor.
MACRON VE ERDOĞAN’IN BARIŞMASI AVRUPA VE TÜRKİYE’NİN ÇIKARINA
Türkiye – Fransa Dış Ticaret İlişkilerinde Türkiye, Fransa’dan aldığı maldan %25 daha fazla Fransa’ya satıyor.
Türkiye’nin dış ticaret ilişkilerine baktığınız zaman artık neredeyse tüm ülkelere aldığımız maldan daha az bir oranda ihracat yaparken, Fransa, Almanya ve Hollanda gibi ülkeler bunun dışında kalıyor.
Fransa, Türkiye ticari ilişkilerine baktığımız zaman Türkiye’nin başarılı olduğunu görüyoruz.
Fransa hükümetinin verilerine göre Türkiye, Fransa’nın AB dışındaki 3. büyük ticaret ortağı konumunda bulunuyor. İki ülke arasında 2019’da gerçekleşen ticaret hacmi 14 milyar 677 milyon €’yu buldu.
Son on yılda, iki ülke arasında ticaret hacmi yüzde 47,4 milyar € seviyesinde yükseldi.
SON 5 YILDIR TÜRKİYE’NİN İHRACATI DAHA FAZLA
2014 yılından bu yana Türkiye’nin Fransa’ya yaptığı ihracat, Fransa’nın Türkiye’ye yaptığı ihracattan fazla. Özellikle 2019 yılına baktığımızda Türkiye’nin ihracatının 8,7 milyar €’ya çıktığını, Fransız ihracatının ise 5,9 milyar €’da kaldığını görüyoruz.
2012’den bu yana Türkiye’nin Fransa’ya yaptığı toplam ihracatta istikrarlı bir artış ortaya çıkarken, Fransa’nın 2015’ten bu yana ihracatının düştüğü görülüyor.
TÜRKİYE İLE FRANSA ARASINDA NELER ALINIP SATILIYOR?
Türkiye’nin Fransa’ya ihraç ettiği ürünler:
Otomobil sanayi ürünleri (30,9%), hazır giyim ( 14,0%), otomobil yan sanayi ürünleri (6,1%), elektrikli ev aletleri (5,1%), genel kullanıma yönelik makine ve cihazlar (3,6%), tekstil endüstrisi ürünleri (3,1%) ve elektrikli cihazlar (2,7%).
FRANSA’NIN TÜRKİYE’YE İHRAÇ ETTİĞİ ÜRÜNLER:
Genel kullanıma yönelik makine ve cihazlar (9,5%), temel kimyasal, azotlu, plastik ve sentetik kauçuk ürünler (9,1%), uçak ve uzay endüstri ürünleri (8,2%), demir ve çelik ürünleri (8,1%), otomobil yan sanayi ürünleri (7,6%), elektrikli cihazlar (6,9%), tıbbi farmasötik ürünler (6,5%)
FRANSIZ ŞİRKETLERİN TÜRKİYE’DEKİ YATIRIMI DAHA FAZLA
Merkez Bankası verilerine göre 2002-2018 döneminde Fransa sermayeli firmalar tarafından Türkiye’de gerçekleştirilen doğrudan yatırımların toplamı 7 milyar 274 milyon dolar seviyesinde. Aynı dönemde Türk sermayeli firmaların Fransa’ya gerçekleştirdiği doğrudan yatırımların toplamı 235 milyon dolar olmuştur. Türkiye’de bin 524 Fransa sermayeli şirket faaliyet gösteriyor.
3. ÖNEMLİ KONU FRANSALI TÜRKLER:
Türkiye için önemli olan bir başka konu ise ülkede yaşayan Türk kökenli göçmenlerin olduğunu görürüz. Fransa’daki 3. azınlık grubunu artık Türkler oluşturuyor ve bu Türkler, Türkiye- Fransa ilişkilerinde önemli bir rol oynuyorlar.
Bu açıdan Türkiye’nin Fransa’yla ilişkileri konusunda daha akılcı bir politika geliştirmesi lazım. Macron’a kızıp Fransa’yı dışlamamız lazım. Macron’dan sonra yüksek ihtimalle Le Pen iktidar olunca, Türkiye Fransa ilişkileri daha da çetrefillileşecek.
Bu açıdan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun akılcı bir yaklaşım edinmesi şart. Macron, Tayyip Erdoğan çatışması 16. yy’dan beri iyi ilişkilerimiz olan Fransa’yı dışlamamızı gerektirir.

AB içinde Almanya’da Türkiye karşıtı bir konuma geliyor
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında Fransa’nın başını çektiği büyük bir Türkiye karşıtı grup var. Yunanistan, Güney Kıbrıs gibi ülkeler bunların mihenk taşı.
Almanya olayları dengeleyen, her ne kadar Heiko Maas Dışişleri Bakanı olarak Türkiye karşıtı olsa da Angela Merkel’in etkisiyle Almanya gerek Türkiye’nin Mavi Vatan hedeflerinde, gerek Akdeniz ve Ege denizlerinde Türkiye tezlerine destek vermese bile katiyetle karşı çıkmıyordu.
Fransa sonunda hedeflerine ulaştı, Angela Merkel’de artık Fransa’nın Türkiye karşıtlığına yaklaşmış durumda.
Bu önemli bir gelişme… Kuzey Avrupa ülkeleri bugüne kadar Türkiye’ye karşı bir politika oluşturmazken, şimdi Almanya’nın Fransa’yla benzer bir Türkiye karşıtlığına girişmesiyle birlikte Almanya’ya benzer bir tutum içerisine girebilirler. Özellikle ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo 20 Ocak’a kadar Türkiye’ye yaptığı gezide, Türkiye karşıtlığını her şekilde gösteriyor.
Yalnız ilginç bir gelişme: Pompeo Avrupa turunda Almanya’ya uğrayamadı!
2021-2027 yılları arasında, toplam 1 trilyon 171 milyar € bütçeye sahip olacak AB’de, Polonya, Macaristan gibi ülkeler, bütçe konusunda sorun çıkartıyorlar. Alman halkı ülkesinin AB’ye olan katkısını ciddi bir şekilde sorguluyor. Uzun bir süreden sonra ilk defa AB Komisyon Başkanlığı görevini Ursula Von Der Leyen’le bir Alman’ın alması, Almanya’yı sorumlu hale getiriyor. Tüm bu gelişmeler çerçevesinde Angela Merkel’den sonra, büyük bir olasılıkla Hıristiyan Demokratların başına geçecek olan KRV Başbakanı Armin Laschet, AB’nin Almanya için, yararına fazla inanmıyor. Bu gelişmeler çerçevesinde Almanya’nın Türkiye’ye yavaş yavaş tepki koyması ilk olarak Volkswagen’ın Passat markasını Türkiye’ye getirmekten vazgeçip başka bir ülkeye yönlendirmesi bunun ilk işaret. 1 Ocak 2021’de COVID-19 nedeniyle askıya alınan Schengen Vizesi konusunda da Almanya özellikle Türkiye’ye yönelik çekimser bir tavır içerisinde.

Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Başkanı ve Brandday.net Genel Yayın Yönetmeni.