AVRUPA PARLAMENTOSU’NUN TÜRKİYE KARARI

2 dakika okuma süresi

3 sene önce Prof. Dr. Faruk ŞEN

Avrupa Parlamentosu hala tam yerini bulamamış bir kuruluştur. AB’de üyelerinin seçimle gelmiş tek kurumu olan Avrupa Parlamentosu, bugüne kadar fazla ciddiye alınmayan bir kuruluştur.

AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLER ZATEN DİP YAPMIŞTI

Şimdiye kadar 400’ün üzerinde karar alan Avrupa Parlamentosu’nun 70’in üstünde kararı Türkiye ile ilgilidir. Bu kararlardan yalnızca bir tanesi tam üyelik görüşmelerinin başlamasından sonra Türkiye ile görüşmeleri destekleyen bir karar çıkmıştı. Bunun dışında tüm kararlar Türkiye aleyhindedir. Son kararda bunlardan biridir. Tam üyelik görüşmelerinin askıya alınmasını isteyen karar, Ermeni Soykırımı, Doğu Akdeniz ve Ege’de Türkiye’nin petrol aramaları ve Yunanistan’ı rahatsız etmesinden kaynaklandığı söylenmektedir. Böylece Avrupa Parlamentosu bugüne kadar alışkanlıklarını bozmamış ve Türkiye’yi hem kınamış, hem de tam üyelik görüşmelerinin askıya alınmasını istemiştir. Bu konuda Avrupa Parlamentosu oldukça geç kalmış durumda. 4 yıldır Türkiye-AB arasında hiçbir fasıl açılmadı, hiçbir doğru dürüst görüşme yapılmıyor. 3 ayda bir AB zirvelerinde Türkiye konusunda pozitif olmayan kararlar alınıyor. AB olanak olsa, Türkiye ile ilişkileri çoktan kesecekti, fakat Suriyeli geçici sığınmacıların sayılarının 6 milyonu bulması, Türkiye’nin 4 milyon Suriyeliye de Kuzey Suriye’de bakması nedeniyle AB’nin Türkiye’ye yönelik daha sert kararlar almasını önlemektedir.

TÜRKİYE ARTIK ÖZEL STATÜ KONUSUNU GÜNDEMİNE ALMALI

AB ülkeleri arasında Türkiye’nin tam üye olacağına inanan ülke kalmamıştır. Gözler tamamıyla Balkanlarda üye olması düşünülen 5 ülkeye çevrilmiş, Batı Ukrayna’ya nasıl bir kılıf bulunarak AB ile ilişkilerin geliştirilmesine çevrilmiştir. Özellikle Türkiye’de Sedat Peker’in açıklamalarından sonra tüm Avrupa basını Türkiye üzerine gayet negatif haberler yaparken böyle bir beklenti yoktur. Türkiye’nin bu konuda özel statüyü dile getirmemesi anlaşılmayacak bir durumdur. Türkiye-AB ilişkileri tam kesilmeden özel statünün tartışılmaya açılması ve Haziran sonunda Brüksel’de yapılacak zirvede ele alınması Türkiye için olumu bir gelişme olacaktır. Bu konuda Dışişleri’nin atak yapması lazımdır.